Site icon İlker Girit

Yurt dışına çıkmak için pasaportunuzun olmasına gerek yok

Avrupa ülkeleri vatandaşları ile karşılaştırdığımızda, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yurt dışına çıkma oranı çok düşük. Bunun coğrafi, ekonomik ve siyasi nedenlerini sıralamak mümkün. Bana göre ise en önemli neden “mesafe.”

Mesafeyi sadece fiziksel uzaklık olarak düşünmeyin; kültürel ve dini farklılık, eğitim seviyesi, ortalama aylık gelir, dil vb. gibi konular da mesafenin içerisinde.

2012 yılına kadar, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının yurt dışına çıkabilmesi için öncelikle pasaport alması gerekirdi. Tek başına bu da yeterli olmaz, gideceği ülkeye göre değişmekle birlikte, o ülkeye giriş yapabilmek için ‘vize‘ alması gerekirdi. Bir de Türkiye’den çıkış yapabilmek için ‘yurt dışı çıkış harç pulu’nun olması gerekir. (Bu durum hala değişmedi.)

Yazıma başlamadan önce şöyle biraz araştırdım, pasaportun geçmişi milattan önce 450li yıllara kadar gidiyormuş. Modern anlamda pasaportun temelleri ise Milletler Cemiyeti‘nin 1920’de Paris’te yaptığı “Pasaport ve Gümrük Uygulamaları” konferansında atılmış.

Türkiye’de 2012’de değişen duruma gelmeden önce, günümüzde “pasaportsuz yurt dışı seyahatinin” en yaygın olduğu coğrafya hakkında iki cümle söz söylemek istiyorum. Bahsettiğim yer Avrupa kıt’ası, “Schengen Alanı.

1995 yılında imzalanan anlaşma ile bugün 26 ülkenin vatandaşları, toplam 419,392.429 kişi pasaporta ihtiyaç duymaksızın, sadece kimlik kartları ile seyahat edebiliyor. Hatta gümrük kontrolü de yapılmıyor. Yani, ülke sınırlarında; “şöyle bir gel hele, ne taşıyorsun çantanda” deyip üstünüzü arayan yok. Devletler arasında kurulan güven ilişkisinin ne denli büyük olduğunu görebiliyor musunuz?

Uluslararası hukukta bir karşılığı olmasa da “kardeş ülke” olarak nitelendirdiğimiz Azebaycan‘a gitmek için bile vize almamız gerektiği de aklımızın bir köşesinde bulunsun.

2010-2011 yıllarındaki, Türkiye’nin dış politikadaki yapıcı adımları neticesinde Ermenistan ile protokol imzalanmış, Türkiye-Ermenistan sınır kapısının açılması gündeme gelmişti. Bence, o yıllardaki diğer bir önemli gelişme de Türkiye’nin Suriye ve Gürcistan ile oluşturmak için adım attığı ‘serbest dolaşım alanı’ projesi idi.

İlk aşamada, Suriye ve Gürcistan sınır kapılarından pasaportsuz (kimlik kartı ile) geçiş sağlanacak; ticaret hacmini arttırmak için gümrük vergilerinde indirim/muafiyet ve ileri aşamada da sınırların kalkması planlanıyordu. (Hatta o günlerde Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi ihalesi gündemdeydi) Sonra ne oldu!

Gürcistan ile anlaşma sağlandı, 2012 yılından itibaren iki ülke vatandaşları sınır kapılarından kimlikleri ile geçiş yapmaya başladı. Bugün nüfus cüzdanınız ile girdiğiniz Gürcistan’da 1 yıla kadar herhangi bir izin almadan kalma hakkınız var.

Suriye ile anlaşmanın yapılması için, “vatandaşlık numarası” alt yapısının orada oluşturulması bekleniyordu. Derken, iç savaş patlak verdi. Proje rafa kaldırıldı.

Son söz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni dahil etmezsek şimdilik sadece bir ülkeye pasaportsuz olarak giriş yapabiliyoruz. Size tavsiyem, jeopolitik konum itibariyle yarın nasıl uyanacağımızı kesin olarak bilemediğimiz bu coğrafyada geç olmadan Gürcistan’ı görün.


30 Aralık 2011 Dışişleri Bakanlığı Duyurusu

10 Haziran 2015 Dışişleri Bakanlığı Duyurusu

Resim: anexposition.com

Schengen Anlaşması‘ 28 Avrupa Birliği üye ülkesi arasından 22’si tarafından imzalanmıştır. Ayrıca, Avrupa Birliği üyesi olmayan İsviçre, Norveç, İzlanda ve Lihtenştayn Schengen Anlaşmasını imzalayarak Schengen Alanında yer almaktadır.

Exit mobile version